Cumhuriyet Gazetesi yazarı “Yargıdaki rüşvet bataklığının belgeleri” başlıklı yazısında ilginç belgeler paylaştı.
Bir dilekçe ve WhatsApp mesajı paylaşan Terkoğlu, “Yargı içinde bir savaş var, İki taraf da birbirini rüşvetle suçluyor” ifadelerini kullandı.
Yazısının ilgili kısımları şöyle:
Hatırlarsınız, size savcısının hikayesini anlatmıştım. Çağlayan Adliyesi’nde görev yapan Savcı G.K., daha önce başsavcıyla ters düşmüştü. Yürüttüğü bazı soruşturmalarda usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle Savcı G.K. HSK’ya şikayet edilmişti. Savunma veren G.K. ise başsavcı ve vekilini suçlamış, kendisinden kritik FETÖ dosyalarının da aralarında olduğu bazı dosyaların kapatılmasının istendiğini söylemişti. Bu arada Savcı G.K.’nın eşinin Adnan Oktar Yapılanması’nın eski mensubu olduğu ortaya çıktı. Erzurum’a gönderilen Savcı G.K. emekli oldu.
“ÖNÜMDE İKİ AYRI KRİTİK BELGE VAR”
Biri Savcı G.K.’yı açıkça rüşvetle suçluyor. Dilan Polat dosyasındaki sanıklardan Ahmet Gün, Savcı G.K.’dan ve soyadını bilmediği ‘Komser Ahmet’ten şikayetçi olmuştu. Dilekçeyi okuyorum, 3. Maddesi kritik: “Soruşturma dosyası kapsamında menfaat talebi”.
Dilekçede olayın devamı şöyle anlatılmış: “(…) Komser Ahmet’in tarafıma ‘savcı gönderdi’ diyerek taleplerinin nasıl jandarmadan gizlenmeye çalışıldığı, (…) Kamera kayıtlarının dosya içine alınarak Komser Ahmet hakkında ve onu peşimden gönderen Cumhuriyet Savcısı hakkında kamu davası açılmasını talep ederim.”
Yani Dilan Polat dosyası şüphelisi Ahmet Gün, hem Savcı G.K.’yı hem de onunla iş tutan polisleri rüşvetle suçlamış. İddiaya göre ‘Komser Ahmet’ denilen kişi de bu dilekçeden sonra görevden alınmış.
“ABİ ÇÖZEMEYECEKLERİ İŞ YOK, PARAYI YETER Kİ KOYSUN”
Gelelim ikinci belgeye…
İlk kez duyacağınız bu belge ise belli ki Savcı G.K. kaynaklı. Daha önce bahsettiğim soruşturmalardan birinde, işadamı M.A.’dan rüşvet almakla suçlanan Savcı G.K., işadamı M.A. dosyasındaki bazı WhatsApp konuşmalarını devletin ilgili birimlerine sunmuş. Bu konuşmalara dayanarak özetle “ben değil asıl onlar rüşvetçi” demiş.
O mesajlaşmaları açıp okudum. İçinden bazı cümleleri aktarayım: “Görüşeyim çözülür istenilen parayı versin yeter ki”, “Abi ne Fetösü ne başka bir şey çözemeyecekleri iş yok, sen biliyorsun, parayı yeter ki koysun”, “gönderdin mi emaneti kardeş”, “yukarısı bende sen parayı gönder yeter ki, her türlü bağlarım en tepeye ulaşırım gerekirse, hepsi aç”, “senin içişleriyle bağın var mı hala, çok sevdiğim T. Abi var Emniyet’in araç işlerini yapmak istiyorlar, S.’nin akrabası yapıyor demişler ama yapan da akraba filan değil yukardan bağlantı kurarsan alırsın diyorlar”, “sen getir, para ve kadın varsa sorun yok, direkt görüşüyorum ben S. ile, işlerimizi de bitirtiyoruz sen getir işi”, “500’e kadar bağlarım, mahkeme işi bende, bu paralara dosya çözülmez normalde, hele böyle dosyalar”, “halloldu, elden teslim ettim, 180 verdim, 170 de iş bitiminden sonra”, “Ben hallettireceğim, görüştüm Ş. Abi’yle de Ankara’yla da, parada anlaşırsak çözecekler”, “diğer işle alakalı S. ile görüştüm ben para transferini Perşembe günü yapacaklarmış 4.5 milyon”…
Yargı içinde bir savaş var. İki taraf da birbirini rüşvetle suçluyor.